DEVAM: 11- BABA'NIN VE
MAZLUMUN (LEH VE ALEYHTEKİ) DUALARI BABI
حدّثنا
مُحَمَّدُ
بْنُ يَحْيَى.
حدّثنا أَبُو
سَلَمَةَ.
حَدَّثَتْنَا
حُبَابَةُ
ابْنَةُ
عَجْلاَنَ
عَنْ
أُمِّهَا
أثمِّ حَفْصٍ،
عَنْ صَفِيَّةَ
بِنْتِ
جَرِيرٍ،
عَنْ أُمِّ
حَكِيمٍ
بِنْتِ
وَدَّاعٍ
الْخُزَاعِيَّةِ؛
قَالَتْ:
سَمِعْتُ
رَسُولَ
اللهِ صلى
الله عليه وسلم يَقُولُ
((دُعَاءُ
الْوَالِدِ
يُفْضِي
إِلَى
الْحِجَابِ)).
في الزوائد:
في إسناده
مقال. لأن
جميع من ذكر في
إسناده من
النساء، لم أر
من جرحهن ولا
من وثقهن.
وأبو سلمة هو
التبوذكيّ،
واسمه موسى بن
إسماعيل، ثقة.
وكذا الراوي عنه.
Ümmü Hakim bint-i
Vedda el-Huzaiyye (r.a.)'den şöyle demiştir: Ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem)'den şu buyruğu işittim: «Babanın duası kabul makamına ulaşır.»
Not: Zevaid'de
şöyle denilmiştir: Bunun senedi söz götürür. Çünkü senedde bulunan kadınlann
hiçbirini ne cerh eden, ne de güvenilir sayan kimseyi görmedim. Ravi Ebu
Selerne, et.-Tebuzkl olan zattır. Adı da Musa bin İsmail'dir, güvenilir bir
zattır. Onun ravisi de böyledir.
Diğer tahric:
Bu hadis'in Ebu Hureyre rivayetini Tirmizi ve Ebu Davud tahric etmiştir.
AÇIKLAMA: Resul-i Ekrem (s.a.v.) bu hadiste anılan üç kişinin duasının makbul
olduğunu vurgulamıştır. Çünkü anılan üç çeşit insan gönül yufkalığı ve
içtenlikle Allah'a iltica ederler. Hadis, bu üç çeşit insan dışında kalanların
dualarının kabul olunmayacağına dair bir kayıt getirmemiştir. Çünkü başka
hadislerle sabit olduğu üzere adaletli devlet adamının ve iftar açarken
oruçlunun duası da makbuldur.
Hadiste anılan
üç zatın duası umumidir. Yani ister lehte dua etsinler, ister aleyhte beddua
etsinler iki çeşit duaları da makbuldur.
Birincisi,
babanın evIadı için hayır veya şer dilemesi ile ilgili duasıdır. Hadiste ananın
duasından söz edilmemiştir. Bir ihtimale göre ananın duası babanınkinden daha
çok kabule şayan görüldüğü için ondan söz etmeye gerek görülmemiştir. Çünkü
bilindiği gibi ananın hakkı, babanınkinden fazladır. İkinci ihtimal ananın
evIadı aleyhindeki duasının kabul olunmamasıdır. Çünkü ana, şefkatinin
şiddetinden dolayı evIadı aleyhinde dua ve şer dilerken bunu içtenlikle
istemez. Samimi istemeyişi yüzünden kabul olunmaz.
İkincisi,
misafirin duasıdır. Misafir kimse de kendisine ikramda bulunan ev sahibine
hayır duasında bulunduğu veya kendisine kötülükte bulunan ev sahibine şer
duasında bulunduğu zaman Allah onun duasını kabul buyurur. Çünkü misafir kişi
misafirlik gereği olarak; tevazu, acizlik ve Adeta ev sahibine canını, malını
ve şerefini teslim etmiş gibi bir ruh haleti içinde kalır. Yabancılık ve gurbet
halinde bu durum daha açık bir şekilde görülebilir. Bu itibarla leh veya
aleyhteki duası makbuldur.
Üçüncüsü,
mazlumun, yani haksızlığa uğrayan kişinin duasıdır. Böyle bir kimse, kendisine
yardım elini uzatarak, zulüme uğramasını engellemeye çalışan bir kimse için
edeceği hayır duası makbul olduğu gibi, kendisine zulüm ve haksızlık eden kişi
aleyhinde edeceği şer duası da kabul olunur.